Pazar, Kasım 05, 2006

Tarih algısı ve salaklık üzerine

Televizyonda ya da popüler medyada (aslına bakarsanız her yerde ve her zaman) tarihle ilgili bir metne rastladığımda çoğunlukla aynı yaklaşımı görüyorum: Bizden önce yaşayan insanların salak oldukları yaklaşımını... Hayır arkadaşım, iki bin yıl önce ya da beş bin yıl önce yaşayan insanlar en fazla bizim kadar salaktılar. Daha fazla değil. Bu süreler, yani insanlığın bilinen tarihi, evrim teorisi için bile çok kısa. Şehir devletleri kuranların, Gılgameş destanını ilk anlatanların genlerinin bizimkilerden daha beceriksiz olduğunu iddia etmek mümkün değil. Ama ne var ki teknoloji dinine tapınmaya alıştırılmış beynimiz, teknolojisizliği bir çeşit aptallık olarak algılamak eğiliminde. "Ne salakmışlar, teknolojileri yokmuş."

Kanımca bütün tarih tezlerini tekrar tekrar gözden geçirmek gerek. Savaşları, antlaşmaları, bilimsel keşifleri ya da kültürlerin evrimini. Aklınıza ne geliyorsa... Rasyonel olduğunu zanneden modern beyinlerimiz, bugünün artıları ile birlikte bugünün kısıtları ile de düşünüyor bunu unutmamak gerek. Düşünce dediğimiz şey, algı ile doğrudan ilişkili. Modernizme, rasyonalizme ya da bilgiye tapınan, algısı teknolojinin göz alıcı ama bir tür büyü etkisi yapan gücü karşısında afallamış bireyleriz. Kitle iletişim araçları tarafından yönetiliyoruz. Tapındığımız zihnimiz bize öylesine bir gaz veriyor ki, hepimiz birer megaloman olarak bir kaç bin yıl öncesindeki insanları bile, duyduğumuz üç-beş kelime sayesinde yargılayıp, değerlendiriyoruz. Mesela Hıristiyanlığı ya da İslam'ı ya da milyarlarca insanı ilgilendiren bu büyük konuları boşverin ufacık bir toplumsal alışkanlığı, "artık bitirmenin vakti geldi" tarzında düşünen ve yazan koca koca adamlara, köşe yazarlarına, sözümona düşünürlere ve arkadaşlara bayılıyorum. Bu nasıl bir megalomanidir yahu! İleri teknoloji yönetimindeki rüzgarla dans eden saçlarınız mı size bu gazı veriyor? Siz Shiva'ya inanan eğitimsiz bir hinduya anlatın bakalım çağdaş, rasyonel, ilerici düşüncelerinizi. "Efenim artık bunların modası geçti, çağdaş insanlar olarak bizler bu konuları aştık, ve zihnimizde bir çırpıda bitirebilecek güçteyiz. Bilim gösterdi ki galaksiler, atomlar, evrim teorisi vs.vs. çok sayıda açıklamamız var. Her şeyi biliyoruz. Tek doğru, bize egemen medyanın ve tüketim toplumunun öğrettikleridir" deyin bakalım... O köylü, eğitimsiz ama "inanan" gariban, size neresi ile gülecek. İkna edemeyeceksiniz. "Cahil, ne olacak" diyerek çağdaş, ilerici, high-tech society'nize geri döneceksiniz. O da sizi ikna edemeyecek. Çünkü o nasıl bir şeye inanıyorsa siz de inanıyorsunuz. Onun nasıl fetişleri varsa sizin de var. Sizin fetişleriniz rasyonel olduğunu zannettiğiniz düşünceleriniz, teknolojiniz, biliminiz, ilericiliğiniz. Siz de totemlere sahipsiniz. Siz de, ne bugünkü ne de geçmişteki "ilkel" dediğimiz insan topluluklarından farklı değilsiniz. Siz de yarın "tarih" olacaksınız.

Emin olun birileri de bizim yaşadığımız döneme bakacak ve "ne salakmışlar" diyecek.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home